Merhaba sevgili İleri Geri Dergi okuyucuları! Bir kez daha Altın Küre Ödülleri’ne ilişkin haberlerle karşınızdayım. Gördüğünüz gibi haber takibi konusunda da doğru adrestesiniz. Biliyorsunuz ki bu yıl Altın Küre Ödül Töreni’nin 78.’si düzenlendi. Daha önce adayları ve kazananları sizler için derlemiştik.
Ödül töreninden önce ise Altın Küre Ödülleri’ni takdim eden Hollywood Foreign Press Association (HFPA – Hollywood Yabancı Basın Birliği), ciddi ırk ayrımcılığı suçlamalarıyla karşılaşmıştı. Öyle ki birliğin bu zamana kadar ve bugün de tek bir siyah üyesi bile bulunmadığı ortaya çıkmış, önceki HFPA yönetim kurulu başkanlarından Meher Tatna da birliğin en az 20 yıldır hiç siyah üyeye sahip olmadığını kabul etmişti. “#TimesUpGlobes” etiketinin sosyal medyada gündem olmasıyla beraber, birçok ünlü isim de tepkilerini yükseltmişti.
Altın Küre hakkındaki bu olumsuz gelişmeleri sizlere aktarırken “Eğlence bitti!” demiştik. Fakat bu kez eğlence resmi olarak bitti. Çünkü yayıncı kuruluş NBC, önümüzdeki yıl Altın Küre Ödül Töreni’ni yayınlamayacağını ve HFPA ile ilişkisini geçici olarak askıya aldığını duyurdu. NBC tarafından yapılan açıklamada, “HFPA’nın mali ve etik uygulamalarıyla ilgili aylarca süren tartışmalar nedeniyle Altın Küre Ödül Töreni’nin 2022 yılı için yayından kaldırılacağı, HFPA’nın reform planlarını gerçekleştirmesi durumunda ise yayının 2023’te geri dönmesi için umutlu olunduğu” ifade ediliyor.
NBC’nin kararından hemen önce Netflix ve WarnerMedia gibi birçok büyük medya kuruluşu, sorunlar yeterince ele alınana kadar Altın Küre ile ilgili herhangi bir etkinliğe katılmayacaklarını ilan etmişlerdi. Bununla birlikte NBC’nin tek derdinin çeşitlilik olmadığı da aşikâr. Zira bu yılki ödül töreninin reytingleri, protestoların yanı sıra başta koronavirüs pandemisi olmak üzere çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi nedeniyle çok düşük geldi. Hatta 7 milyona bile ulaşamayan bu yılki izlenme sayısı, NBC’nin Altın Küre yayınları ile elde ettiği tüm zamanların en düşük reytingi olarak kayda geçti.
Bu kararın ardından protestolara öncülük eden Time’s Up Derneği’nin başkanı Tina Tchen “Amacımız sadece kozmetik veya yüzeysel çözümleri kabul etmekle kalmayıp herkes için daha iyi ve daha kapsayıcı bir kültür için çalışmak. Bu nedenle başardıklarımızdan çok gurur duyuyoruz.” şeklinde bir açıklama yaparak memnuniyetini dile getirdi.
“Good Will Hunting” ve “Interstellar (Yıldızlararası)” filmlerinden hatırlayacağımız oyuncu Matt Damon da gelinen noktadan memnun olduğunu belirterek “Kimsenin buna gerçekten üzüleceğini sanmıyorum ve dünyanın bir ödül şovunun yasını tutması gerektiğini düşünmüyorum.” şeklinde sonuna kadar katıldığım bir yorumda bulundu. Fakat yine de yaşanan gelişmeler elbette birçok bileşen açısından bir dizi ekonomik sonuç doğuracak. Yayıncıdan yapımcıya, reklam ajanslarından törende görev alan komilere kadar geniş bir etki alanı söz konusu.
Tabii ki en büyük kaybeden HFPA olacaktır. Eleştirilerin odağındaki birlik, sektördeki nüfuzunu da epeyce yitirmiş oldu. HFPA tarafından yapılan açıklamada “Altın Küre’nin bir sonraki yayın tarihi ne olursa olsun, dönüşümsel değişiklikleri olabildiğince hızlı bir şekilde uygulamak, kuruluşumuz için en önemli öncelik olmaya devam ediyor.” dendi. Fakat geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye, eyy HFPA!
Ne demişler? Eden bulur! Dolayısıyla ırkçı ihtiyarlara üzülemedik. Fakat bu gelişmeden zararlı çıkma ihtimali olan bağımsız filmler ile ilgili endişeliyim. Zira büyük yapımcılar oldukça fazla pazarlama gücüne sahipken, Altın Küre gibi organizasyonlar aracılığıyla kendini gösterme fırsatı bulabilen bağımsız filmler böyle bir olanağın yokluğundan zarar görebilir.
Yaşananlardan mali açıdan olumlu etkilenecek taraflar da yok değil. Altın Küre’ye nazaran daha küçük çaplı olan ödül törenlerinden söz ediyorum. Örneğin yayıncı kuruluşu The CW olan Eleştirmenlerin Seçimi Ödülleri (Critics’ Choice Awards), yıllardır Altın Küre’nin gölgesinde kalıyordu. Aynı şekilde, TNT ve TBS’te yayınlanan Ekran Oyuncuları Birliği Ödülleri (Screen Actors Guild Awards) artık daha fazla dikkat çekecektir.
Gelişmelerin ardından bir hamle de “Rain Man (Yağmur Adam)”, “Mission: Impossible (Görevimiz Tehlike)”, “Minority Report (Azınlık Raporu)”, “Vanilla Sky” gibi filmlerden hatırlayacağımız Tom Cruise’dan geldi. Daha önce “Jerry Maguire”, “Born on the Fourth of July” ve “Magnolia” filmlerindeki performanslarıyla üç kez Altın Küre kazanan başarılı oyuncu, ödüllerini HFPA genel merkezine geri gönderdi. Kim bilir, belki de Tom Cruise bu ödül iadesi eylemiyle diğer ödül sahiplerinin de katılacağı yeni bir protesto dalgası başlatır.
Haberler böyle, sevgili okuyucularım. “Vanilla Sky” demişken bu filmin Paul McCartney, Bob Dylan, R.E.M., The Chemical Brothers, Radiohead, Jeff Buckley gibi isimlerin katkı sunduğu dopdolu soundtrack albümünü sizlere öneriyorum. Kalın sağlıcakla…
Kaynaklar: Los Angeles Times, CNN Business
Yazı: Burak Orhan