Resimlerini Canlı Sanıp Ekrana Dokunmak İsteyeceğiniz Bir Ressam – “Rukiye Garip”

RESİMLERİNİ CANLI SANIP EKRANA DOKUNMAK İSTEYECEĞİNİZ BİR RESSAM – “RUKİYE GARİP”

rukiye garip
Rukiye Garip

Merhabalar dostlarım. Bugün sizinle eserlerini ilk gördüğüm andan itibaren “huh, bu da nesi?” diyerek hayranlıkla seyredip bir yandan da “kurban olduğum Rabbim bu yeteneği neden bizden esirgedin?” diyerek beni isyanlara sevk eden birini paylaşacağım: Rukiye Garip.

Benim Rukiye Hanım’ı keşfetme hikâyem pandemi ile başladı. Eve tıkılınca ne yapsam ne yapsam diye kara kara düşünmeye başladım. Daha önce yağlı boya yapmaya çalışmıştım. Ancak gerek kuruma süresi gerek boyanın kendisi ve kullanılan inceltici, temizleyici maddelerin beni tıkaması sebebiyle bu sevda beni zorluyordu (-karıştırma ve gölgelemelerin zor olması ile hiçbir alakası yok, ne alaka canım? -hadi oradan sen de!). Ancak resim yapma isteğimi de bastıramıyordum. Hangi tür boya alayım derken sulu boyayı keşfettim. Böylelikle sulu boya kullanan sanatçıları araştırmaya başladım. Ve başarılı bir ressam keşfetmiş oldum! (Bu keşfi kendi içimde adeta bir zafer sayıyorum zira eserlerine her baktığımda beğeni hissim göklere çıkıyor. Hayatta güzel ve estetik bir şeye şahit olmaktan daha güzel pek az şey vardır gerçekten). Bu harikulade eserleri olan hanımefendiden bu kadar geç haberdar olmam sebebiyle, tanıyıp da paylaşmayan herkese teessüflerimi sunarım. Şu an ressamı benim tanıştıracağım insanlara da bir şey demek istiyorum, rica ederim (Evet, mütevazilik damarlarımda adeta kan gibi akıyor).

Evet, beni daha önce okumuş dostlarım bilir, ben çok konuşurum (Bir de beni gerçek hayatta görün!). Üst paragrafta elime aldığım sazımı yavaşça yere bırakıyor ve Rukiye Hanım’dan bahsetmeye dönmek istiyorum. Öncelikle bu çok yetenekli ressamımızın hayat hikâyesinden bahsetmek isterim. Kendisi 20 yıl kadar resim öğretmenliği yapmış (Ah keşke öğrencisi olabilseydik, ne büyük şans!). Sanıyorum ki “kendisine bahşedilen yeteneğin eseri bunlar” diyerek işin içinden çıkmak pek yakışıklı bir hareket değil. Çünkü birazdan sizinle birkaç eserini paylaştığımda bu harikulade resimlerin yalnızca üstün bir yetenekle yapılamayacağını, detayların adeta ilmek ilmek dokunduğu eserlerin ayrıca ciddi bir emeğin ürünü olduğunu da göreceksiniz. Rukiye Hanım’ın eserlerinin güzelliği sadece ülkemizde değil, yurt dışında da oldukça takdir görmüş. Zaten kendisinin kişisel sergileri, aldığı ödüller, eserlerinin sergilendiği sergilerin sayısı öyle çok ki sizinle paylaşmaya kalksam buradan Edirne’ye yol olur. Bu kısmı o yüzden es geçiyorum.

Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum ama elimde değil, resimlerini öyle gerçekçi çiziyor ki! Adeta resimleri sizi sarıp çevreliyor ve kendinizi resmin içinde buluyorsunuz. Benim gibi realist eserlere özel bir ilgi ile duyuyorsanız çalışmalarından daha başka bir keyif alacağına inanıyorum. Ve dostlarım, kendisinin birkaç resmini sizinle paylaşmak istiyorum.

Şu resmin bir fotoğraf değil de sulu boya olduğuna inanabiliyor musunuz dostlarım? O incecik tiril tiril elbiseyi adeta üzerinizde hissetmiyor musunuz?

 

Suya elimi sokup bu taşlardan toplamak ve anneme götürmek istiyorum. Kendisi taşlara bayılır da. Seni seviyorum anne.
Peki buradaki haşlanmış patates kokusu? Dokuların işlenişine, patatesin çatlama ayrıntısı, ışığın düşüşü ve o duman…
Bu resmin tamamına kalbimi bıraktım.

Evet dostlarım, kendisinin bir sergisini görüp resimlerini, renkleri, gölgeleri yakından inceleyemediğim için çok üzgünüm. Güzel olan ise kendisinin hala aktif olarak resim yapıp ve satıyor oluşu. Kim evinde veya ofisinde böylesine güzel bir esere bakmaz istemez ki!  Son olarak yazımı bitirmeden evvel, hayatta iken şüphesiz kıymeti bilinmesi gereken sanatçılardan biri olan Rukiye Hanım’ın eserlerini inceleyerek gözünüz gönlünüz açılsın isterseniz diye sosyal medya hesaplarını buraya bırakıyorum:

Kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın dostlarım. Sevgilerimle.

Kaynak: Turkishpaintings

Yazı: Yağmur Sevindik